Yabancı dil öğrenimiyle ilgili görüşlerim, iş hayatında edindiğim yarım asırlık geçmişten bugüne süzülen bir deneyimler birikimidir.
Yabancı dil öğrenme serüvenim, 1938 yılında Galatasaray Lisesi'ne girmekle başladı. O dönemde, Fransızca, bir kültür lisanı olarak eğitim sistemimizde önemli bir önceliğe sahipti. Ancak, İkinci Dünya Savaşı ile beraber, İngilizce; Avrupa'da, Asya'da, Ortadoğu ve Uzakdoğu'da gençleri etkisi altına aldı. 1946 yılında ünlü Missouri zırhlısının İstanbul'u ziyaretinde, bizim kuşak Amerikan İngilizcesi ile buluştu. Beyoğlu ve civarındaki sokaklar İngilizce pankartlarla donandı. Kapalıçarşı'da satıcılar, Beyoğlu'nda kaldırım yosmaları İngilizce pazarlık yapmayı öğrendi-ler.
Yüksek Ziraat Mühendisi olup iş hayatına atıldığımda, öğrendiğim Fransızca ile arkadaşlarım arasında bir ayrıcalığa sahip olacağımı sanıyordum. Ancak, gelişmeler beklediğim gibi olmadı! Özellikle ithalat işi yapan şirketlerde, getirilen makina kataloglarının İngilizce olması, yurdumuza gelen yabancı uzmanların İngilizce konuşmayı tercih etmeleri, bu defa İngilizce bilenlere prim kazandırmaya başladı. Bu durumda, ben de, Galatasaray Lisesi'nde üstün körü öğrendiğim İngilizcemi kuvvetlendirmek için gayrete geldim.
Bugün, yeni bir dil öğrenmenin çeşitli metotları var. Yoğun öğretim programları ile; görerek, işiterek ve konuşarak kısa sürede başarılı sonuçlar alınıyor. Buna rağmen, kişisel deneyimlerimden edindiğim bazı ayrıntıları burada özetlemek istiyorum:
- Başlangıçta bir yabancı dil öğrenirken "yanlışlık yapmama" korkusuna kapılmayınız.
- Kelime bilginizi geliştirmeye özen gösteriniz. Yabancı kelime ezberlemeyi hedeflerle belirleyiniz. (Günde 10 - günde 20 yeni kelime gibi.)
- Öğrenmek istediğiniz lisanda dergi ve kitap okuyunuz. Bilmediğiniz kelimeleri not ederek, onları ayrı bir zamanda, lügate bakarak öğreniniz.
- Radyoda, öğrenmek istediğiniz lisanda haberleri dinleyiniz.
- Televizyonda ve sinemada Türkçe altyazıları okumadan filimleri izlemeye çalışınız.
- Yabancı lisanla konuşurken, o lisanı anadili olarak öğrenmiş olanlar gibi telaffuz etmek zordur. Bunu bir engel gibi görmeyiniz. Televizyon haber programlarında, ünlü diplomatların yabancı dili kullanırken kendi anadillerine benzer vurgulamalar yaptıklarını izleyerek moralinizi yükseltiniz!
- Yabancı dili konuşurken, yabancı dille düşünmeye alışınız. Beynizin içinde tercüme yapmaktan kaçınınız.
- Zaman zaman iki yönlü tercüme yapmaya yöneliniz.
Bütün bunları denedikten sonra beklediğiniz hedefe ulaşamadığınızı görürseniz, üzülmeyiniz! Çabanızı sürdürünüz! Başarının birinci şartı inat ikincisi cesarettir.
*