Can Kıraç

USTA ŞAİRLERDEN AŞK DİZELERİ

Can Kıraç

Çoğumuz, yaşamın değişik dönemlerinde şiir yazmaya heves etmişizdir. Hele, gençlik yıllarında aşk şiiri yazmayanımız hemen hemen yok gibidir! Ben, bu yazımla, anılarımda iz bırakmış şeirleri-mizin aşk şiirlerinden seçtiğim bazı dizeleri sizinle paylaşmak istedim. İtiraf etmeliyim ki, ilerlemiş yaşım sayesinde, aşkın, hayatımızın önemli bir itici gücü olduğunu nihayet anlamış bulunuyorum! Bu itirafımı abartılı bulmayınız. Çünkü, aşk, ilk nazarda sanıldığı gibi, tek başına bir insana duyulan heyecan ve coşku dolu duygulardan ibaret değildir. Aşk, Tanrı?ya, vatana, doğaya, hatta paraya ve işe duyulan tutkuyu belirleyen birer duygular dizisidir. Bunun içindir ki, Yunus Emre, aşk?ı şöyle tanımlamıştır: Aşksız âdem dünyada belli bilin ki yoktur / Her biri bir nesneye sevgisi var âşıktır.

Aşağıda okuyacağınız dizeler, sevgiliye duyulan özlemin yanında birlikte yaşanmış olan veya yaşanması istenilen duyguların şiirsel anlatımıdır. Bu anlatım içinde, bazen umut, mutluluk, bazen ayrılık, yalnızlık duyguları öne çıkmakta, okuyanın gönlü, aşkın insanı yücelten heyecanı ile dolmaktadır.

Tıpkı, Yahya Kemal Beyatlı nın söylediği gibi:
Rüya gibi bir yazdı. Yarattın hevesinle/
Her ânını, her rengini, her şiirini hazdan/.
Hâlâ doludur bahçeler en tatlı sesinle!/
Bir gün, bir uzak hâtıra özlersen o yazdan./

Ahmet Hamdi Tanpınar ın dizelerindeki sıcaklık içimize sinmektedir:
Sen akşamlar kadar büyülü sıcak,/
Rüyalarım kadar sade, güzeldin./
Başbaşa uzandık günlerce ıslak/
Çimlerine yaz bahçelerinin./

Ahmet Hâşim in ayrılık duygusundaki derinliği anlamamak mümkün mü?
Vurdukça bu nehrin ona aksi/
Kaçtım o bakıştan, o dudaktan/
Baktım ona sessizce uzaktan/
Vurdukça bu aşkın ona aksi./

Atillâ İlhan ın özlemindeki inadın kudretini algıla-maya çalışın:
ben sana mecburum bilemezsin/
adını mıh gibi aklımda tutuyorum/
büyüdükçe büyüyor gözlerin/
ben sana mecburum bilemezsin/
içimi seninle ısıtıyorum/

Ahmet Muhip Dıranas ın beynindeki rüzgârı da dinleyin:
Ben büyük rüzgârları severim; büyük olsun/
Aşkım da, özlemim de hepsi, her şey ve mahzun./
İnsan bir yanınca Kerem misali yanmalı,/
Uykudan bile mahşer gününde uyanmalı./

Bedri Rahmi Eyüboğlu nun aşkı coşku doludur:
Karadutum, çatal karam çingenem/
Nar tanem, nur tanem, bir tanem/
Ağaç isem dalımsın salkım saçak/
Petek isen balımsın ağulum/
Günahımsın, vebâlimsin./

Cahit Sıtkı Tarancı bütünüyle aşka bürünmüştür:
Gecesi benden, mehtabı senden/
Bir bahçesi var ki aşkımızın,/
Mevsimlerdir dolaşırız, bitmez./
Kim demiş ki zamanla gül solar?/
Bülbül hiç yorulur mu türküden?/
...Herhalde yeryüzünde değiliz;/
Sahiden biz nerdeyiz sevgilim?/

Asaf Hâlet Çelebi bir aşk rüyasındadır:
başım omzunda iken sayıkladığıma bakma/ beni istediğin yere götür/ ikimiz de ne uykudayız/ ne uyanık/ Can Yücel’in hayâlindeki güzeli anlatımı da güzeldir:: Rabbim, ne güzel yüz, bu yüz!/ ... Bakıyorsun, bakmıyorsun gözüme,/ Deniz vurmuş olmalı ki gözlerine/ Çanlar, çamlar, o aynalı kavaklar.../ ... Rabbim ne güzel yüz, bu yüz!/ Baksana, altın yapraklarını henüz/ Dökmemiş Saray Bosnalı kız!/ Faruk Nafiz Çamlıbel in şiiri özlem ve hüzün doludur:

Esirgeme gözlerimden bir son buseni,/ Kirpiğinden yavaş yavaş bir damla aksın,/ Çünkü, ruhum, sen de o gün anlayacaksın/ Ki hiç kimse benim kadar sevmemiş seni!/ Nâzım Hikmet hayâl gücünü gerçek duygularıyla bütünleştiriyor:: Seviyorum seni ekmeği tuza banıp yer gibi/ geceleyin ateşler içinde uyanarak/ ağzımı dayayıp musluğa su içer gibi,/ ağır posta paketini, neyin nesi belirsiz,/ telâşlı, sevinçli, kuşkulu açar gibi,/ seviyorum seni denizi uçakla ilk defa geçer gibi./

Necati Cumalı yeni şiirler söylemeye hazırlanıyor: Adını yazıyorum, saçlarını çiziyorum/ Eğilip düşünüyorum boş kağıtlara/ Sensin işte, yalnız sensin sevdiğim/ Her haline ayrı bir şiir söylemeliyim./

Oktay Rifat mutluğu dizelerinde anlatıyor:
Elmanın yarısı sen yarısı ben/ Günümüz gecemiz evimiz barkımız bir/ Mutluluk bir çimendir bastığın yerde biter/ Yalnızlık gittiğin yoldan gelir./

Orhan Veli Kanık aradığını bulduğunu bakın nasıl açıklıyor:
Her şey birdenbire oldu./ birdenbire vurdu gün ışığı yere,/ Gökyüzü birdenbire oldu;/ Mavi birdenbire./ Her şey birdenbire oldu./ Kız birdenbire, oğlan birdenbire;/ Yollar, kırlar, kediler, insanlar.../ Aşk birdenbire oldu./ Sevinç birdenbire./

Sabahattin Kudret Aksal şiirende anılarına yöneliyor:
Bakar gülümserdin bana balkonundan/ Ah o yaz akşamları sen ne iyiydin/ Rüyan, kokun ve sesin/ Rüzgâr gibi esiyor günler arkasından./ ... O her zaman hatırladığım karanfil saksısı/ Suladım o güzel mevsimi keyfimce/ Ben haziran gecesi âşıkı./

Ümit Yaşar Oğuzcan itiraf ediyor:
Ben seni sevdim mi? Sevdim doğrusu/ Sevdikçe tamamlandım, bütünlendim/ Biri vardı ağlayan gecelerce/ Biri vardı sana tutkun; o bendim/ Ben seni sevdim mi? Sevdim en büyük/ En solmayan güller açtı içimde.../

Ve Ziya Osman Saba, şiiriyle rüyasını noktalıyor:
Bir an gülümseyen talıh, değişen kader/ Ömrümde bir tek o sonbahar./ Ömrüm oldukça anacağım,/ Bir rüya görür gibi geçtiğimiz sokaklar./ Yukarıdaki dizeleri okuyunca, siz de anladınız ki. şairler, aşkı ve sevgiyi anlatarak duygularını yüceltmeye önem vermişlerdir. Çünkü, aşkın en iyi anlatıldığı edebiyat dalı şiirdir. Yazımı Bernard Show un şu sözüyle noktalıyorum: -Aşk ihtiyarları bile gençleştirir!-

Tasarım ve Uygulama entegresoft