TÜRK TRAKTÖR TANITIM KİTABI İÇİN
ÖNSÖZ
Her kitabın emekle ve göznuruyla yaratıldığını biliyorum!
Bir dönem, aynı çatı altında çalışma arkadaşlığı yaptığım Metin Özdemir'in Türk Traktör Şirketi'nin Tarihi'ni kaleme aldığını öğrendiğim zaman zor bir işin altına girdiğini anlamıştım. Hatta; "Üstesinden gelebilicek mi?" diye düşünerek, aşırı bir şüphecilik göstermekten kendimi kurtaramamıştım.
"Bu yüzden, kıymetli dostum Metin'den; "Can Bey! Kitabımı tamamladım. Sizden önsözü yazmanızı bekliyorum!" teklifini alınca, mahçubiyete bürünen coşku dolu bir sevincingönlümü doldurduğunu hissettim. Çünkü, Metin Özdemir, soyadına yakışan "demir" gibi sağlam iradesini kullanarak, kitabıyla, gelecek kuşaklara önemli bir belge bırakmayı başarmış oluyordu.
"Coşku dolu sevinç" duygumu abartılı bulmamanızı diliyorum.
Büyük Atatürk'ün Türk Çifçisi'ne armağan ettiği Gazi Orman Çiftliği'nin bir köşesinde yükselen Türk Traktör Fabrikası'nın tarihini anlatan bu kitabın, Cumhuriyet'in 75. yılında yayınlanmış olması, gerçekten mutluluk duyulması gereken bir olaydır.
Bu duygularla, bundan tam elli yıl önce, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi'nde öğrenciyken, 1948 yılında, KORUK dergisinde yayınlanmış olan yazımdan birkaç görüşümü sizinle paylaşmak isti-yorum:
"Bugün Türk köylüsü ziraatımızın en tecrübeli işçileri olarak bizlerin kendisine vereceğimiz vasıtaları (araçları) beklemektedir. Topraktan yetişen ağaç toprağa ne kadar muhtaç ise, Türkiye'de toprağına ve onu işleyenlere o kadar muhtaçtır. Memleketin en verimli tabiî kaynakları madem ki ziraatımızdadır, madem ki ziraatımızın yüzde 75'şini (yanlış değil, yarım asır önce, toplam nufusumuzun yüzde 75 şi köylerdeydi!) teşkil eden nufusu ziraatımızın en vasıflı işçileridir ve madem ki memleketimizde sınai hamle yapacak sermaye birikimi henüz teşekkül etmemiştir, öyleyse, millî iktisadımızı ziraatımızın kalkınmasına yönlendirmeliyiz. İste, bu düşüncelerle Atatürk'te veciz ifadesini bulan; Millî ekonominin temeli ziraatır. "Kılıç ve Saban", bu iki fatihten birincisi ikincisine daima mağlup oldu! hedefinin, Cumhuriyet Hükümetlerince benimsenmesini diliyoruz. Biz de inanıyoruz ki; milli ekonominin temeli ziraatır ve kalkınmamız ziraî bir kalkınma olmalıdır !"
Gazi Mustafa Kemal, Kurtuluş Savaşını kazanmış olan bir ulusun çiftçi, zanaatkâr ve tüccarına, Cumhuriyetin ilânından önce, 17 Şubat 1923 tarihinde İzmir'de toplanan İktisat Kongresi'nde şu inancı aşılamaya çalışmıştı:
"....Efendiler! Bu vatan evlâtlarımız ve torunlarımız için cennet yapılmaya lâyık bir vatandır. Bu ülkeyi bayındır ve cennet haline getirecek çalışmalar ekonomi ve ekonomik faaliyettir. Öyle bir ekonomi dönemi başlamalıdır ki, artık milletimiz insanca yaşamasını bilsin, insanca yaşamanın neye bağlı olduğunu öğrensin ve ona yönelsin... Artık bu ülke böyle yoksul, bu millet böyle horlanan olmasın. Ülke-mize zenginler ülkesi, bu yeni Türkiye'nin adına da çalışanlar diyarı densin."
Atatürk'ün başlatmış olduğu "Her alanda çağdaşlaşma" akımı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan 75 yıl sonra, bugün de bütün hızıyla devam etmektedir...Türk girişimcileri, sınai ve ticari faaliyetlerin bütün sektörlerinde birbirleriyle ve dünya pazarlarında rakipleriyle yarışma halindedir... Artık, Türk şirketleri, Türk bankaları uluslararası sıralamalara girmekte, sanayicilerimiz ürünleriyle dünya pazarlarında bayrak göstermektedir.
Metin Özdemir'in kitabını okurken, siz, bu yarışa katılanlardan Türk Traktör'ün tarihini ve şirketin yönetimine katılmış olanların ilginç hikâyelerini öğrenmiş olacaksınız.
Böyle belgesel eserler yaratma çalışmalarının gelenekleşmesini diliyor, bu alanda gösterdiği gayret için Metin Özdemir'i kutluyorum.
Can Kıraç
10 Eylül1998
Küçük Çamlıca