2000’li yıllara birkaç yüz gün kala, karşı karşıya bulunduğumuz sorunların çeşitliliği ve ağırlığı, ulusumuzu, çağdaşlığa ulaşmada sıkıntıya sokacak kadar önem kazanmış bulunmaktadır.
Ben, sorunlarımızı, önemlerine göre şöyle sıralıyorum:
1- Cehalet ve Yobazlık
2- Çevre kirliliği
3- Ahlâk kirliliği
4- Nufus artışı
5- Şehirlere göç
6- İşsizlik
7- Sokak çocukları sorunu
8- Gelir dağılımı bozukluğu
9- Silahlanma
10-Uyuşturucu salgını
Bunların çözümü için, eğitimin ve devlete düşen görevlerin ne kadar hayati olduğu görülmektedir.
Sorunlarımızın çözümünde, yaygınlaşan sivil toplum örgütlerinin etkili olacağına inananlardanım. Bu görüşle, sivil toplum örgütleri arasında, iletişim kurulmasını ve temel konularda işbirliği sağlanmasını gerekli buluyorum.
Örneğin, çevre kirliliği ile ilgilenen sivil toplum örgütleri, seçtikleri hedeflere ulaşmak için, kendi aralarında işbirliği yapmalıdırlar.
Çevre kirliliği kavramının, ilkokul sıralarından başlayarak, kademe kademe, işletme yöneticilerinden çalışanlara kadar çok geniş bir ke-sime anlatılması gerekmektedir. İlkokullar, meslek liseleri, akademi-ler, üniversite fakülteleri ve 25 kişiden fazla işgücü bulunan işletme-lerde, her ay, bir saatlik çevre kirliliği konulu tanıtıcı-öğretici ve eğitici programlar yapılmalıdır. İlgili sivil toplum örgütleri, bu prog-ramların uygulamaya konmasında; Ticaret ve Sanayi Odaları ile yerel derneklerin, Rotary ve Lions gibi kuluplerin insan gücünden yararlanmalıdırlar.
Televizyon yayınları da, çevre kirliliği konusunun anlaşılmasında çok etkili olacaktır. Bu amaçla, televizyon programları hazırlanması için sporsor kurumların katkıları sağlanmalıdır.
Yukarıda belirlediğim sorunlarımızın büyük bir bölümü, devamlı eğitimle ve bir süreç içinde çözüme kavuşabilecektir. Bu bakımdan zaman faktörünün önemi asla unutmamalıdır. Bu programların hazırlanmasına parasal katkı sağlamak için, Millî Piyango gelirlerinden belirli bir bölüm, ilgili sivil toplum örgütlerine tahsis edilmelidir.