Benim Eczacıbaşı Ailesi ile tanışmam 1956 yılında Izmir e gitmemle başlamıştı.
İzmir e Ankara dan geldiğimiz için denizin bizim için dayanılmaz bir cazibesi vardı. Bu sebeple, ilk evimizi seçerken Güzelyalı tarafı bize çok çekici gelmişti. Nitekim, Köprü durağında Ali Çelikkaptan a ait eski bir yalı katını kiraladığımız gün hayatımızda yeni bir dönemin başladığını hissetmiştik. Duvar komşumuzun Süleyman Ferit Eczacıbaşı olması ise, özellikle eşimin, İzmir in seçkin çevresinitanımasına imkân vermişti. Her anlamda mükemmel bir hanımefendi olan Saffet Eczacıbaşı, eşim İnci nin, iki yıllık evliliğimizin yeni bir muhitte yaşanan sıkıntıları göğüslemesine destek olmuş ve onun İzmir de yeni dostluklar kurmasına öncülük yapmıştı.
Süleyman Ferit Eçzacıbaşı nı tanıdığım yıllarda, kendisinin, 70 yaşında olduğunu öğrenmiştim. Çünkü, bana, hayatla ilgili öğütler verirken şu sözlerini hiç unutmadım:
Bugün iş dünyamızda olduğu kadar sanat âleminde de üne kavuşmuş olan Eczacıbaşı isminin ilginç bir hikâyesi vardır. 1900?lü yılların başında İstanbul Tıbbiyesi nin eczacılık bölümünü bitiren Süleyman Ferit Bey henüz 19 yaşındaydı. Doğduğu 1885 yılından beri İzmir li olan Süleyman Bey in eczacılık tutkusu, ona, İzmir Vilâyeti Genel Meclisi tarafından Eczacıbaşı ünvanının ve-rilmesini sağlamıştı. Süleyman Ferit Bey, Caferizade Kemal Bey in büyük kızı Saffet hanımla evlenmiş, bu beraberlikten, 1913 yılında, önce Nejat Eczacıbaşı sonra da beş erkek evlat; Kemal, Melih, Vedat, Halûk ve Şakir dünyaya gelmişlerdi.
*
Nejat Eczacıbaşı ile yakınlaşmam, İstanbul da, önce Türk Eğitim Vakfı toplantılarında sonra da Tüsiad ın kuruluş hazırlıklarını yürüten komite çalışmalarında mümkün olmuştu.
Şu bir gerçektir ki, Nejat Bey karizmatik bir kişiliğe sahipti. O, bir bilim adamı olmanın olgunluğunu özümsemiş kişiliğini iş adamlığı olgusuyla geliştirmiş ve atılımcı bir kültür adamı olarak da ebedileştirmiştir.
Dr.Nejat Eczacıbaşı babası gibi İzmir lidir. 1913 yılında gözlerini dünyaya açmış, babasının eğitime verdiği öneme lâyık bir evlât olarak İstanbul da Robert Koleji i bitirmiş, Almanya da Heidelberg Üniversitesi nde kimya eğitimi görmüş, Amerika Birleşik Devletleri nde Chicago Üniversitesi nden master , Berlin Üniversitesi nden doktora dereceleri almayı başarmıştı. Nejat Bey, 1942 yılında, hayâl ettiği ilk projesini gerçekleştiriyor Türkiye?de ilaç üretimine yöneliyordu.
Eczacıbaşı?nın tomsulsal hayatımızda iz bırakan girişimleri arasında; Türk Eğitim Vakfı, Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği-Tüsiad, Ekonomik ve Sosyal Etüdler Konferans Heyeti, İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı, İzmir Kültür ve Sanat Eğitim Vakfı bulunmaktadır.
Onun sanat tutkusu çağdaş bir hedefe yönelmek olarak özetlenebilir. Eczacıbaşı, bu hedefi şöyle belirlemişti: Devlet yönetiminde iktidarlar değiştikçe sanat anlayışı da işbaşındaki parti ya da kişinin görüşü doğrultusunda değişecekse o sanat yozlaşır. İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı, statüsü gereğince, hiçbir siyasal gücün sultasına girmeyecek ve hiçbir kişinin propaganda aracına dönmeyecektir.
*
Nejat Eczacıbaşı nın 6 Ekim 1993 tarihindeki ölüm haberi, herkesi şaşırtmış ve yese boğmuştu. Amerika Birleşik Devletlerinde, otelde banyo yaparken ayağının kaydığı, başını banyo kuvetinin kenarına çarparak komaya girdiği ve hastaneye kaldırıldığı haberi yıldırım hızıyla İstanbul?a ulaşmıştı. Büyük oğlu Bülent Eczacıbaşı babasının yanına uçuyor, bütün ihtimama rağmen Nejat Bey i kurtarmak mümkün olmuyordu.
Vehbi Koç ile Nejat Eczacıbaşı arasında, eskilerin değimi ile, bir kadim dostluk ilişkisi kurulmuştu. Vehbi Koç, Nejat Eczacıbaşı nı işindeki başarıları ve sosyal konulara gösterdiği ilgi sebebiyle çok takdir ederdi. Bu duygularla, Vehbi Bey, Türk Eğitim Vakfının ve Tüsiad ın kurulmalarında Eczacıbaşı nın gayretli çalışmalarını çevresine örnek göstermekten büyük bir keyif duyardı; Nejat Bey bir davaya inanırsa netice almamak mümkün değildir. diyerek, işadamlarınca onun örnek alınmasını isterdi.
Nejat Beyin ölümünden bir ay önce Bülent Eczacıbaşı nın evinde verdiği bir davette beraber olmuş ve kendisiyle siyaset dünyamızdaki gelişmeleri değerlendirmiştik.
Nejat Bey, iş dünyasında deneyim kazanmış profesyonellerin politikayla ilgilenmelerini istiyor ve beni de bu konuda teşvik ediyordu.
Nitekim, İzlenimler ve Umutlar isimli kitabında (Sayfa 119), Nejat Bey in belirttiği şu görüşü benim için çok değerli bir anı olarak kalacaktır: İşadamları politikayla ilgilenmeli mi? sorusuyla karşılaştığımda, aklıma ilk gelen örnek ad Can Kıraç olur. Çok sevdiğim ve saydığım, karakteriyle, deneyimleriyle ve kişilik yapısıyla, Can Kıraç...Daha genç yaştaki Can Kıraç, keşke hobbylerinden biraz fedakârlık ederek, devlet kurumlarında da ülkeye hizmet sunsa. 2000 lere yönelen çağdaş Türkiye de, yeni yetişmekte olan Can Kıraç lar da var. Politikaya önce onlar girmelidir.
*
Ölümlerden sonra, duyguların doruğa çıktığı anlar başsağlığı ziyaretlerinde yaşanır. Akşamüstü, büyük bir koru içinde zevkle yapılmış ve döşenmiş olan Eczacıbaşı Köşkünün bahçesinde, eşim İnci ile ilerlerken personelin telâşı dikkatimizi çekmişti. Nejat Bey in eşi Beyhan Hanım, acısı gözlerinden okunan vakur bir tevazu içinde bizi karşılamıştı. Davetlerinde konser dinlediğimiz muhteşem salonun bir köşesindeki kanapeye bu defa ilişircesine oturmuştuk.
- Size ve Nejat Bey e olan hayranlığımızı biliyorsunuz. Bir ağabeyi kaybetmiş olmanın hüznü içindeyiz. Bu durumlarda teselli edecek sözler söylemenin anlamsızlığını bildiğimiz halde şu duygumuzu açıklamaktan kendimizi alamıyoruz; Nejat Bey, hayatında hemen bütün hedeflerine ulaşmış önder bir şahsiyetti. İş hayatında olduğu kadar sosyal ve sanatsal alanlarda da unutulmayacak eserler gerçekleştirdi. Belirli bir döneme Eczacıbaşı damgasını vurmayı başardı. Beraberce değerli iki evlât yetiştirdiniz. Şimdi, onlar, babalarının Çağdaş İşadamı olma özelliğini yaşatmaya devam edeceklerdir.
Beyhan Hanım, sözlerimi, başını, hafifçe sağ omuzuna eğmiş vaziyette dinlemiş ve gözlerini yanımdaki masa üstünde bulunan Nejat Bey in gümüş çerçeveli fotografından ayırmamıştı. Tam o sırada, salona giren bir bayan yardımcı Bülent Eczacıbaşı nın kulağına birşeyler fısıldamıştı. Söylenenleri dinledikten sonra Bülent annesine yaklaşarak ; Hoca gelmiş! Dua için bizi bekliyorlar uyarısında bulunmuştu. Beyhan Hanım ayağa kalkarken şu açıklamayı yapmıştı; Nejat ın cenazesi bugün öğleyin bize kavuştu. Şimdi çalışma odasında bekliyor. Gelin duasını beraberce eda edelim! O anda, bahçeye girdiğimizde personelin telaşla sağa sola koşuşturmalarının sebebini anlamıştık. Hepsi, Bey lerine son görevlerini yapmaya çalışıyorlardı.
Nejat Eczacıbaşı nın tabutu, köşke giriş kapısının sağ tarafında bulunan çalışma odasında, önemli kararlar verdiği masasının üzerine konmuştu. Beyhan Hanım ın sağında oğulları Bülent ve Faruk, eşleri Oya ve Füsun yan yana duruyorlardı. Biz, evin birkaç yardımcısı ile ailenin arkasında, aydın bir hocanın duasını dinlemiş ve Nejat Bey in tabutunu, odasından alarak bahçede bekleyen cenaze arabasına taşımıştık.
*
Yazımı Nejat Eczacıbaşı nın bir cümlesiyle tamamlıyorum: Topluma olumlu katkıda bulunmak, insanları sevebilmek ve sevilip sayılan bir kişilik yapısına kavuşabilmek. Dünya, ancak böyle davranılabilirse, çok daha aydınlık ve kıvanç verici bir görünüme bürünebilir.
*
Can Kıraç - Eylül 2001