NİCE YILLARA !
Can Kıraç
1950 yılında çalışma hayatına atıldığım günlerde, zamanın hızlı akışı ve olayların çeşitliliği beni pek
etkilememişti. Ancak, ilerleyen yıllarda, hem zamanın kıymetini anlayacak, hem de haberleri izlemenin ve
olayları doğru yorumlamanın önemini kavramaya başlayacaktım. Yaşadığımız şu son yarım asırda, Türk
basınının ekonomik-politik olaylara verdiği önem ve bu alanda ulaştığı seviye gerçekten sevindiricidir.
Bugün, her hafta, GÖZLEM gazetesini incelerken, bu sevincin pırıltılarını gözlüyorum. Çünkü,
GÖZLEM’de, ülkemizin ekonomik-politik olaylarını derli toplu bir şekilde izliyor, bunların oluşundaki sebepleri anlama fırsatı buluyorum.
Şu bir gerçektir ki, insanlık, devrini tamamlayan 20 yüzyılda, uygarlığı belirleyen; toplumsal,
siyasal,kültürel ve bilimsel yaşamla ilgili olarak verdiği mücadeleden yorgun düşmüş bulunmaktadır.
Ancak, geride kalmış olan yıllar içinde; yaşam biçiminin iyileşmesi, yaşam düzeyinin yükselmesi, sosyal
eşitsizliğin azalması ve teknolojinin gelişmesi gibi, gelecek için umut veren büyük ve önemli hedeflere
ulaşılmıştır. Bu alanlarda yapılacak daha çok iş olduğunun bilinmesine rağmen, benim kuşağım, 20.yüz
yılı, büyük işlerin başarıldığı, umut dolu duyguların yeşerdiği bir asır olarak değerlendirmeye devam edecektir.
Şimdi, bugünün gençleri, yeni bir yüzyıla, 21.asra girilmesini, yeni umutların gerçekleşmesi için özlem
içinde beklemektedirler. Uluslararası barışın sağlanması, insanın insan tarafından sömürülmesinin
azalması, bireysel mutluluğa kavuşulması gibi beklentiler, bugünün genç kuşaklarının öncelik verdiği
konuların başında gelmektedir. Ama, ne yazık ki, böylesine ulvî ve iyi niyetli beklentileri engelleyecek
olan gelişmeler, dünyanın her köşesinde baş vermeye başlamış bulunmaktadır. Bölgecilik, fanatik
milliyetçilik, terör, şiddete yönelme, körü körüne inanç zorbalığı gibi akımlar düş kırıklığının
yaygınlaşmasına sebep olmaktadır. Bunlar yetmiyormuş gibi, dünya ekonomisinin globalleşmesi devlet
gücünün yerini alarak, ekonomik egemenlik kavramı, hükümet politikalarının ve ulusal değerlerin üstüne çıkmayı başarmaktadır...
İnsanlığın, yeni bir umutla beklediği 21.yüzyılın eşiğine gelindiği bu dönemde, ulusumuzun karşı karşıya
bulunduğu sorunlar ise tahminlerin ötesinde ağırlaşmış durumdadır. Nüfus artışı, eğitim noksanlığı,
şehirlere göç, gelir dağılımındaki bozulma, sosyal güvensizlik, kültürden kopukluk, doğayı yoketme
diretmesi, toplumsal hoşgörü noksanlığı ve sevgi duygusunun yozlaşması ufkumuzu karartan sebeplerin
başını çekmektedir. Kısacası, insanımız, hızlı bir tempoyla yapay ve teknik bir ortamın esiri olmaya yönelmiş bulunmaktadır.
Bugün, ulus olarak içinde yaşadığımız ortam, iyi ve kötü yönleriyle, bizim insanımızın ürünüdür. Bundan
sonraki olumlu veya olumsuz gelişmelerin yaratıcısı gene bizim insanımız ve ortaya çıkacak sonuçlar
gene bizim ürünümüz olacaktır. İşte, bu aşamada, 2000'li yıllara merhaba demeye hazırlanırken; basın ve
yayın kurumlarımıza ve bunların yazar ve yönetici kadrolarına önemli görevler düşmektedir. Artık,
insanımıza, mutluluğu tattırmak ve yaşama zevkini aşılamak için insan olmanın faziletini ve ahlâki
değerlerin önemini ortaya çıkaracak fikirlere ve önerilere öncelik tanınmalıdır. Çünkü,"insanı yöneten
yine insandır" ve "insanın faydalısı insana faydası olandır". Bu duygularla, GÖZLEM’e ve GÖZLEM ailesine nice mutlu yıllar diliyorum.
Can Kıraç
12 Ağustos 1996