Bu kitabın 41 yıllık hatırı var
Ziraat Fakültesi?ndeyken Milli Türk Talebe Birliği Başkanlığı yapan Can Kıraç, 1950?de girdiği Koç Grubu?nda tam 41 yıl çalıştı. Kademe kademe yükseldi ve imparatorluğun profesyonel kadrosunun bir numaralı adamı oldu. 1991?de kendi isteğiyle emekliliği seçti ve aynı gençliğinde yaptığı gibi bir sakal bıraktı, daktilo başına oturdu. O artık bir yazardı!
Ancak roman değil bir biyografi yazdı, patronu Vehbi Koç?u...
- Türkiye?de yazarlığa başlayan insan, zaten yargılanmaya da başlar. Sizin de böyle bir maceranız var gençliğinizde. ?Inkılap ve Gençlik? gazetesinde ?Baba Neslini İkaz? başlığıyla yazdığınız yazıdan dolayı yargılandınız. Şimdi yine yazmaya başladığınıza göre içinizde ukde kalmış olmalı; öyle mi?
CAN KIRAÇ. Mahkemelik olan yazım ve onun benzeri yazılarım devam ederken ben zannettim ki, iş hayatıyla beraber bunlar yürür, fakat yürümedi. Ben işi büyük bir yoğunlukla yaşıyorum. Yani, onu da yapayım, bunu da yapayım benim için geçerli değil. Kendimi vererek çalışmam lazım. O zamanlar diyordum ki, iş hayatında da başarıya ulaşmam lazım? Dolayısıyla bütün bu şiir, yazı yazmak teşebbüsü ukde olarak içimde kaldı.
- Size cesaret veren hangi unsur oldu?
KIRAÇ. Kitap?ta şöyle bire tereddüt geçirdim; dedim ki kendi kendime, sen
bugüne kadar kitap yazmadın. Bu ayrı bir teknik ister. Dolayısıyla bunun bir editörün elinden geçmesi lazım. Fakat kitabı bitirdikten sonra benim kitabım üzerinde oynamaya kimsenin hakkı yok diye düşündüm. Tek değiştirdiğim şey adıdır.
- Neydi adı?
KIRAÇ. İçimizden Biri: İmparator Vehbi Koç. Vehbi Koç?un içimizden biri
olduğunu vurgulamak istedim. Burada ben gençlere bir mesaj vermek istiyordum. Vehbi Koç böyle olağanüstü bir insan değil, o içimizden biri.. Yaşayan bir insan, ama bazı diretmeleriyle Vehbi Koç olmuştur. Çalışmaya öncelik vermiş, takipçiliğe öncelik vermiş, siz de bunu yapın siz de Vehbi Koç olun.
- İmprator, Erol Toy?un romanını getirdi aklıma. O bir kurmaca olmasına karşın
Fehmi Çok kişiliğinde Vehbi Koç?un serüvenini anlatan bir romandı. Kitabınızda hiç bahsetmemişsiniz ondan..
KIRAÇ. Bunu sormanızdan mutlu oldum. Şimdi ben kitapta Vehbi Bey?e ?İmparator ? deyince Erhan Akyıldız geldi, Erol Toy?la tartışmaya var mısınız, dedi. Niye olmasın dedim.
Onun üzerine bir daha okudum. 1973?te çıkmıştı, o dönemi hatırlıyorum.Çok ilgi uyandırmıştı. Ben o zamanlar o kitabı biraz da hırsla okumuştum, yani şu anlamda hırsla okudum: Kardeşim senin yazdıkların doğru değil, o tür bir yaklaşım Vehbi Koç için doğru değil. Fakat neticede bir romandı bu.
Kitabın içinde gerçek kişiler, olaylar var; İsmet İnönü, Adnan Menderes, Süleyman Demirel, Mustafa Kemal, Recep Peker gerçek isimleriyle geçiyor. Öbür taraftan Koç Ailesi?nden ve Koç Topluluğunda geçtiği anlatılan bütün olaylar hayal ürünü, kurmaca yani. Burada benim sorguladığım taraf şu: Kardeşim sen kitap yazmışsın, bunun içinde yer alan olayların bir bölümü gerçek. Teatral İnsanların isimleri gerçek, fakat öbür tarafta asıl konuya giren insanlara başka isimler veriyorsun, ama bunu okuduğun zaman Fehmi?yi Vehbi olarak anlıyorsun, Mahir?i Rahmi Koç olarak anlıyorsun, böyle şeyler? Öyleyse niye bunu Vehbi Koç diye yazmadın? Sormak istiyorum kendilerine.
-Sizin imparatorunuz farklı galiba?
KIRAÇ. İmprator benim için tebasına mutluluk veren insandır. Erol Toy İmprator?u
gaddar, despot olarak yorumluyor. Bakalım televizyon konuşmasında anlayışlarımıza açıklık getirmek için neler söyleyeceğiz?
( Not: Sayın Kıraç ve Erol Toy, bu konuşmanın yapıldığı günün ertesi 25 Ekim akşamı HBB?de tartıştılar. Programın adı Yüksek Tansiyon?du, ama tansiyonu yükseltmeden yaklaşımların farklılığını net olarak ortaya koydular.)
-Kitabın adını değiştirdiğinizden söz etmiştiniz. Vehbi Bey mi istedi bu değişikliği?
KIRAÇ. Hayır. Çevresi rahatsız oldu. Kendisi pek direnmedi.