Can Kıraç
MERHABA !
CAN KIRAÇ
Emekli Koç Mensupları
Dayanışma Derneği
Yönetim Kurulu Başkanı
"Merhaba" selâmım sizi şaşırtmış olabilir !
Koç Holding’te "Kökten Profesyonel" bir yapılanma mı başladı diye umuda kapılmış olabilirsiniz ! Her alanı 70 yaşındaki kuşağın kapladığı bir ortamda, beni yeniden aranızda görmeyi düşünmenizi çok doğal karşılıyorum! Böyle düşünmüş olan arkadaşlarıma da şükranlarımı sunuyorum. Ve bu beklentinizi 2000’li yıllara ertelemenizi dileyerek, açıklamak istediğim konuya geçiyorum:
Nihayet, Koç Emeklileri’nin kafalarını sokacakları bir sivil toplum örgütü kurulmuş bulunuyor. Sizlere, bu kuruluşun; "Emekli Koç Mensupları Dayanışma Derneği" olduğunu açıklamaktan büyük mutluluk duyuyorum. Böylece, İstanbul’da toplanan Habitat organizasyonu, Nişantaşı ve Şişli kaldırımlarına ilâve olarak, elle tutulan bir örnek, yeni bir sivil toplum örgütü daha kazanmış bulunuyor.
Mutluluğumun diğer sebebi ise, Emekli Koç Mensupları Dayanışma Derneği Yönetim Kurulu Başkanlıgı’na benim seçilmiş olmamdır! Emekliliğimin daha beşinci yılı dolmadan başkanlık makamına oturmayı başarmış olmam, Koç Topluluğunda kazandığım 41 yıllık tecrübenin, bana neler kazandırdığını göstermesi bakımından çok önemli bir aşamayı simgelemektedir. Bu makama Koç Ailesinden birisi gelmemiş olduğuna göre, Koç Topluluğunda profesyonelliğin nasıl kök saldığı anlaşılmaktadır. Toplulukta çalışan üst yönetim kadrolarının bu fırsat eşitliliğinin kıymetini bilmelerini diliyorum.
Burada bir itirafta bulunmak istiyorum ! Emekli olduktan sonra, şu sevimsiz "emekli" tanımını, itici, hatta biraz da ürkütücü bulmaya başladım! Bunun için de , yaşam ortamımı "Hayatın Yeni Bir Sahili" olarak isimlendirmeyi benimsedim... Derneğin kuruluş aşamasında, öncülük yapan ve büyük emek veren Emin Abdullah Özerol, Erdoğan Karakoyunlu ve Reha Tezcan arkadaşlarım, dernek isminin gerçeği aksettirmesi amacı ile Emekli Koç Mensupları ifadesinde israr ettiler. Böylece, ünvanımız "Emekli" tanımıyla teşçil edilmiş oldu.
Ünvanımıza ilk tepki , emekliliğe bir hayli yaklaşmış olan Başkanımız Rahmi Koç’tan geldi ! Koç Topluluğu Şirketleri’ne anlamlı isimler bulmakta üstat ve uzman olan Başkanımız; "Böyle de dernek ismi olur mu? İnsanın ruhu kararıyor!" dedi ve şu ilginç açıklamayı yaptı: " Bu ismi değiştirmesseniz ben de emekli olup aranıza katılmam!"
Tabiî, böyle bir açıklamanın, Koç Holding’te bazı çevreleri nasıl rahatsız ettiğini tahmin edersiniz. Biz, "Hayatın Yeni Sahili" sakinleri, Rahmi Koç’u muhakkak aramıza kazanmak istediğimiz için, kendisinden, bir isim önermesini rica ettik. O da, bize şu teklifi getirdi: "Emeklilerin toplanacağı bir kuruluşun isminde umut pırıltıları bulunmalıdır. Bu görüşle , isminizin "Yeni Bahar Derneği" olmasını tavsiye ediyorum."
Gerçekten, "Bahar" ismi, tabiatın uyanış müjdecisi olarak, yeni bir hayata yönelen emeklilere umut pırıltıları sunuyordu. Bahar; güzelliği, bolluğu ve bereketi, sevgiyi, hatta emekliler için çok geç olmasına rağmen, aşkı ifade ediyordu. Başkanımız Rahmi Koç, bu isim önerisiyle amacı belirlemeyi ne güzel başarmıştı. Buna rağmen, benim ciddi bir tereddütüm vardı. "Yeni Bahar" ismi, bana köfte ve dolma yapımında kullanılan katkı tozunu hatırlatmıştı ! Ve, o anda, tabiî bir hayli geç kalmış olarak -bu geç anlama ve kavrama sendromu bir emeklilik rahatsızlığıdır- Rahmi Koç’un, bizi hicvettiğini anlamış oluyordum! Emeklilere, tat kazandırmak için, "Tat Keçap"ın bile yetersiz olacağını bilen Başkanımız, "yeni bahar"a olan ihtiyacımızı farkediyor ve tam zamanında taşı gediğine koyuyordu!..
Kıymetli arkadaşlarım,
İsim maceramızı hikâye ettikten sonra, geleceğin siz Koç Emeklilerine biraz da amacımızdan bahsetmet istiyorum.
Biz Koç Emeklileri; yıllar boyu, üretmiş, hizmet sunmuş, yönetmiş, dürüstlüğü, yararlı ve verimli olmayı, sorumluluk taşımayı, işini sevmeyi ve dayanışma içinde çalışmayı öğrenmiş ve bu nitelikleri "Koç Kültürü" olarak özümsemiş yöneticilerin hayatta kalan örnekleriyiz.
Amacımız, aynı kültürün mensupları olarak, beraberliğimizi, dostluk ve arkadaşlık ilişkilerimizi devam ettirmektir. Ancak, temel amacımız; Koç Topluluğu’nun, kimlerle, hangi şartlar içinde ve hangi değer ölçülerini be-nimseyerek bugünlere gelindiğini Koç mensuplarının unutmamalarını sağlamaktır. Çünkü bizler, "Koç Kültürü" nü oluşturan ve özümseyen bir kuşağın, şimdilik, hayatta kalan örnekleriyiz. Başarıda, insanın ne derecede önemli, ne kadar değerli ve ne nipette kıymetli olduğunu yaşayarak öğrenmiş bulunuyoruz. Bu deneyimlerimizi ve bilgilerimizi aramıza katılanlara anlatarak "Koç Kültürü" nü yaşatmak azmindeyiz.
Gördüğünüz gibi, sade ve gerçekçi bir amaca yönelmiş olmanın heyecanını ve mutluluğunu, birbirimizle paylaşıyoruz.
Bu duygularla, içinde bulunduğunuz durumun önemini ve kıymetini bilerek, zamanı geldiğinde, sizin de, Koç Topluluğu’nun yeni kuşaklarına örnek olacak ve "Koç Kültürü" meş’alesini taşıyacak bir Koç Emeklisi olmanızı diliyorum.
Bir gün, siz de hatırlanmak istiyorsanız, gözünüzü ve gönlünüzü bizden ayırmayınız.
29 Eylül 1996
Küçük Çamlıca