Türk kamuoyu şikâyet ettiğimiz bütün konuların kaynağının ve sorunlarımızın gerçek
sebeblerinin partizanlık, siyasal populizm ve soygun düzeni olduğuna inanmaktadır. Artık,
siyasal hayatımızı yeniden düzenlemeyi öngördüğümüze göre, bu iddiaları, son elli yılda
kazanılmış olan politik deneyimlerimizin süzgecinden geçirmek, topluma, politikacıya ve
siyasal partilere yeniden güvenme inancını kazandırmak zorundayız. Böyle bir ortamda, akla
gelen çarelerden biri de Türk aydınlarını yol gösterici olmaya davet etmektir.
İşte, bunun
içindir ki, son dönemde, ülkemizde yaşadığımız siyasal ve toplumsal olayları yorumlayıp
anlamaya çalıştıkça bilgekişi'lere olan gereksinmemiz öne çıkmaktadır. Etrafımıza
baktığımızda, Cumhuriyetimizin bir asra yaklaşan hayatı içinde, artık, her alanda,
bilgekişi'lere sahip olduğumuzu görüyoruz. Kendi alanlarında dene-yimleri bulunan,
başarıyı yakalamış, dünyadaki gelişmeleri izlemeye devam eden, memleket meseleleri ile
ilgisini sürdüren, kişisel ihtiraslarını bastırmayı başarmış kişileri, ben, bilgekişi gurubuna
sokuyorum! Ve, ülke olarak, binbir emekle yetişmiş olan bu insanlarımızdan, onlara en çok
ihtiyaç duyulan bir ortamda, niçin yararlanamadığımıza hayret ediyorum!