Can Kıraç
* Vehbi Koç iş arkadaşlarının RAPOR yazmalarına çok önem verirdi. Ben de Vehbi Bey'in gözüne girmek için raporlarımı renkli ve coşkulu bir üslûpla yazmaya özen gösterirdim. Böylece, 1970'li yıllarda, yazar çıraklığı dönemim başlamış oldu!..
* Çalışma hayatına atılmaya hazırlanan gençlerimiz başarıya giden yolları bulmaya çalışıyorlar. Çevrelerınde, örnek alınacak kişileri tanımak ve onların başarılarının sırrını öğrenmek istiyorlar. Gençlerimizin bu arayışlarını benimsediğim için,girişimci kişilikleriyle başarıya ulaşmış iş adamlarımızı yeni bir kitapla onlara anlatmaya ve tanıtmaya karar verdim.
* İlk kıtabım yedi ayda 15. baskıya ulaşti. Bu sonuç bir başarı ise, bunun gerçek sahibi Vehbi Koç'tur. Böylece, O'nun hayat hikâyesini merak edenler, Vehbi Koç'u yakından tanıyan birisinin yazdığı bu kitaba ilgi göstermiş oldular.
* Kitabın yayınlanmasından sonra beşyüz kadar mektup aldım. Tanıdığım veya tanımadığım kişiler telefonla arayarak kutladılar, görüş belirttiler ve yazı hayatını devam ettirmem için beni yüreklendirdiler. Bu ilgi beni çok sevindirdi.
* Emeklilikten ve bugünkü yaşam tarzımdan çok mutluyum. İş dünyasında çalışırken de mutluydum. Ben, içinde bulunduğum ortamda, çevremle uyum içinde yaşamayı öğrenmiş bulunuyorum. Artik, içimden "Geç kalmişlık" duygusunu çıkarıp attım...
* Yerli yazarlarımızdan Aziz Nesin beni herzaman etkilemiştir. Şimdi, onun Güncesi'ni okurken, düşünce dünyamda, felsefi ve sosyal içerikli, değişik yorumlar yapıyorum. Genellikle, biyografi ve tarihi konulari ilgimi çektiği için yabancı yazar adı vermiyorum.
* Yazi yazmaya başlayinca gözlemin önemini daha iyi algıladım. Artık, etrafima daha dikkatli bakıyorum. Ayrıntıları yakalamak için daha çok özen gösteriyorum.
* Yazar olmayı sanatkâr olmak gibi emekle kazanılan bir olgunluk ve ustalık mertebesi sayıyorum. Bu duygularla, kendimi, çıraklıktan kalfalığa yaklaşan bir konumda görüyorum!
* Yazı yazma ilhamını sabahın erken saatlerinde hissedi-yorum ! En verimli çalışmayı, sabahlari 6 ile 11 arasinda gerçekleştiriyorum...Kendimi diğer meraklarımdan uzaklaştırmamak için, günün geri kalan zamanını özgürce ve gönlümce harcıyorum !
* Patronum Vehbi Koç'un hayat hikâyesini yazarken, Can Kıraç olarak bir iz bırakmak benim için çok önemli bir hedefti. Kitabımla bu hedefe ulaştığımı sanıyorum. Türk yazarlarının içinde bulundukları zorlukları hissediyorum. Özellikle okuyucu sayısındakı azlık insanın cesaretini kırıyor. Kâğıt ve baskı mâliyetinin yüksekliği, kitap satın alma gücünün yetersizliği ortaya karamsar bir tablo çıkarıyor. Yazarlarin geçim derdi içinde olmalarını, onlar için çok haksız, toplumumuz için çok utandırıcı buluyorum.
* Yeni kitabimda; Cumhuriyet döneminde, kendi iradeleriyle iş hayatına atılmış, başarıya ulaşmış, bazı teşebbüslerinde hüsrana uğramış işadamlarımızdan 20/25 kişilik bir gurubun, kişiliklerini, özelliklerini, dene-yimlerini ve yaşadıkları ilginç olayları anlatmak istiyorum. Hayat hikâyelerinin arka planında ülkemizin ve ulusumuzun, 1923 yılından bu yana karşı karşıya kaldığı olayları ve sorunları, Cumhuriyetimizin erdemini, çağdaş kimlik arayışımızı irdelemek istiyorum... Türk toplumunun ve iş dünyamizin kendine has etnik yapısını dikkate alarak, kitabımda geniş bir yelpaze oluşturmaya çalışacağım... Bu amaca uygun olduğunu sanarak, kitabımın adını da MOZAİK olarak belirledim!